Sempatik sinir sistemi bozukluğu, sempatik sinir sistemi parasempatik sistemle birlikte otonom sinir sisteminin bir parçasıdır. Bu sistemin çalışma düzeni istem dışı olur. Kan damarlarını genişleterek, daraltır, göz bebeklerini büyütebilir, kalp atışlarını hızlandırır, tükürük ve göz yaşı salgısını arttırabilir. Bazen ağrıların kesilmesi, kan akımını arttırmak amacıyla arterlerin genişletildiği operasyonlar yapılabilir. Bilinç dışı çalışan otonom sistemin eferent kısmı etkileri birbirine genellikle zıt olan parasempatik ve sempatik sistemden oluşmaktadır. Bunlar birbirini tamamlayarak, dengeli çalışmayla vücudun iç ve dış ortam değişikliklerine uyumlu olmasını sağlar. Sempatik sinir sistemi bozukluğu durumunda, bu işlevlerde aksama meydana gelir ve çeşitli sorunlar yaşanır.
Sempatik sinir sistemi bozuklukları
Ortostatik hipotansiyon: En fazla adrenal yetmezlik, feokrositoma olarak otonom olmayan hallerde Ortostatik hipotansiyon görülebilir. Genellikle yaşlılarda daha fazla görülür. Nedeni ise multifaktöriyel olur. Bu tür otonom bozukluğunun teşhisinde kısmen invaziv olmayan laboratuvar incelemeleri kullanılır. Kalp hızının test edilmesi için, ayakta durmaya kalp hızının verdiği yanıt, sık nefes alma analiz edilir. Normalde kalp atım hızı dinlenme sırasında bile değişir. Derin soluk alma sırasında daha fazla değişir. Sempatik sinir sistemi bozukluğunda bu değişkenlikte bozulma olur. Değerlendirme sırasında dinlenme ve derin nefes alma sırasındaki kalp atım hızı değerlendirilir. Derin solunumdaki artma 10 ve daha altında olursa, sempatik sinir sistemi bozukluğu lehine değerlendirme yapılır.
Postüral test sırasında otururken ya da yatma sırasında kalp atım hızıyla, kan basıncı ölçümü yapılır. Sonra hasta kaldırılarak yeniden ölçüm yapılır. Kalkışta 15-16 atımların arasındaki süreyle, 30-31 atımlar arasındaki süre hesaplanarak, 30/15 oranı değerlendirilir. Bunun normal olarak 1,04 den daha büyük olması gerekir. Sempatik sistemin değerlendirmesi amacıyla valsalva manevrası, Ortostatik testte kan basıncı değişikliği analiz edilir. Bunun değerlendirilmesi için, hasta yatar şeklinden kalktığında 2-3 dakikada kan basıncı sistolik 30 mmHg üzerinde, diastolik 15 mmHg altında düşme tespit edilirse, bu patolojik bulgudur.
Ortostatik hipotansiyon tedavisinde hedef, semptomatik rahatlamanın sağlanması yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Ayaktayken görülen asemptomatik hipotansiyon çoğunlukla tedavi gerektirmez. Sadece bunu kolaylaştırıcı etkenlerden uzak kalınmalıdır. Su ve tuz alımı, hastanın ilaç kullanımını azaltır. Yaşlı kişilerdeki kalp yetmezliği ve aşırı sıvı retansiyonu sempatik rahatsızlığı ağırlaştırır. Bu rahatsızlığın tedavisinde kullanılan ilaçlar henüz ülkemizde satılmamaktadır. Kullanılan ilaçlar ise, midodrin ve fludrokortizondur.
Akut otonom nöropati: Bu fazla sık görülmeyen, primer olarak periferik sinirleri etkisi altına alan bir sorundur. Olguların yarısında genellikle jeneralize otonomik yetmezlik vardır. Etkileri arasında göz ve ağız kuruluğu, cinsel fonksiyon bozukluğu, sabit kalp hızı bulunur. Hastaların bir kısmı ortostatik hipotansiyonda olduğu gibi düzelse de, bir kısmında kısmi düzelme ya da düzelmenin olmadığı görülür.
Ailesel disotonomi: Nadiren görülen bu semptomatik bozukluk, otomozol resesif geçişli ortaya çıkar. Sempatik sinir sistemi bozukluğu semptomların dışında, diğer sinir sistemi yapılarını da tutabilir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte hastalardaki klinik tablo ağırlaşabilir. Hastadaki klinik veriler ve genetik alt yapı bilgileri sayesinde teşhis yapılabilir. Hastalarda uzun süreli sağ kalım olduğu bilinmektedir.