Balgam, trake borusu aracılığıyla akciğerlere giden bir salgıdır. Buna aynı zamanda mukus denir. Balgamın oluşma nedeni trake borusuna kaçmış toz gibi zerreciklerin balgama yapıştırılması ve dışarıya atılması içindir. Trakede bulunan iki grup hücreden goblet hücresi balgamı üretir. Goblet hücrelerinin yanındaki tüycüklerin olduğu silia hücrelerde tek yönde hareket ederek bu balgamın dışarıya atılmasını sağlar. Balgam normalde sudan oluşur ve ve rengi saydamdır. Ancak vücuttaki hastalıkların etkisiyle balgamın iltihaplı hale gelmesi yapısını ve rengini değişime uğratır. Özellikle zatürre, bronşial astım, bronşit gibi akciğerleri etkileyen hastalıklarda balgam yoğunluğu arttığı gibi, rengi de koyulaşır. Koyulaşan balgam silia hücreleri tarafından dışarıya atılmakta zorlanır. Eğer balgamın atılmasında bu sorun yaşanırsa, kişide öksürük başlayarak balgam atılmaya çalışılır. Bu durumda kişiye uygulanan ilaç tedavisinde amaç balgamın yoğunluğunun azaltılmasıdır. Bu tedavi sürecinde alınan sıvı miktarının arttırılması da, balgamın yoğunluğunu azaltan önemli bir etkendir.


Balgam çeşitleri nelerdir?

Sümüksü balgam: Bu tür balgam pelte görünümde, üzeri köpüklü ve berrak renkte olur. Kişide müzmin bronşit olduğunda, bu iltihap oluşturmadığı zaman genellikle bu türde balgam oluşur.

Sümüksü ve cerahatli balgam: Bu balgamın sümüksü ve cerahat içeren bir yapısı olur. Normalden bulanık olan bir rengi olur. En fazla görülen balgam türü budur. Bronşit hastalığı iltihaplanma etkisi gösterdiğinde görülen bu balgam kişinin tedaviye alınması gerektiğini gösterir.

Cerahatli balgam: Bu aşamadaki balgamın hemen hemen tamamı cerahat içerir. Vücuttaki mikrobun türüne bağlı olarak balgamın rengi sarı ve yeşil tonlarında olur. Özellikle verem, zatürre, bronşların genişlemesi, müzmin bronşit gibi rahtsızlıklarda cerahatli balgam görülür. Bronşit hastalığı olursa yumuşak kıvamda, köpüklü balgam oluşurken, zatürre hastalığında rengi koyu olan, yer yer kanlı görülen balgam oluşur.

Kanlı balgam: Bu balgam türü hastalarda akciğer kanseri olduğunda, boğmaca, verem, bronşit gibi hastalıklarda ortaya çıkar. Eğer rengi pembe, köpüklü ve sulu olan balgamla beraber hastada nefes alma zorluğu yaşanırsa ve akciğerde su toplanmışsa bu kalp hastalıklarına, balgamın miktarında artış oluyorsa bronşlarda genişleme ya da verem hastalığı düşünülmelidir.

Siyah, gri renkte balgam: Bu türdeki balgam kişinin kirli hava soluması neticesinde oluşur. Daha çok kömür madeni çalışanlarında böyle balgam çıkarılır. Vücuda giren siyah toz zerrecikleri balgamla dışarıya atılmaya çalışılır.

Yalancı balgam: Buna yalancı balgam denmesi burundan, boğazdan, mide ya da sinüslerden gelen sümüksü kıvamda olan salgının balgam olarak görülmesinden kaynaklanır. Yapısı balgamı andırdığı için yalancı balgam denir. Ancak balgam akciğerlerden ve bronşlardan öksürükle birlikte gelen bir salgıdır.

Balgamın yoğunluğunu azaltan ilaçlar nasıl etki eder?

Balgam yapısı yoğunlaştığında kullanılan ilaçların etken maddesi asetil sisteindir. İlaçların kullanımı genellikle suyun içinde eritilerek olur. Bunlar tablet ya da toz halindedir. İlaçların mukolitik özelliği vardır. Bunlar balgamın daha akışkan olmasını sağlar. Ayrıca ekspektoran özellikte olurlar. Bu sayede silia hücrelerinin daha aktif olmasına yardımcı olurlar. Antioksidan özellikleri nedeniyle de, vücuttaki zararlı radikalleri yakalar, onları etkisizleştirmeye çalışırlar. İlaçların bu etkileri genel olarak vücut sağlığını korumada etkilidir. Etken maddesi olan asetil sistein vücutta gluatyona dönüşür. Bu balgamın sitoprotektif özelliğidir.

Balgamın tehlikeli olduğu durumlar

Vücudun balgam atması belli oranlarda normal kabul edilir. Ancak çıkarılan balgamın sürekli olarak artması, renginin değişmesi, bunlara eşlik eden solunum zorluğunun olması, halsizlik çekilmesi, gece terlemesi gibi belirtiler olursa, balgamın bir sinyal olduğu kabul edilir. Tek başına hastalık olarak kabul edilmeyen balgam bu durumlarda hastalığın bir göstergesi olarak kabul edilir. Vücutta gelişen bir enfeksiyonun varlığı dikkate alınmalıdır. Kanlı balgam olduğu takdirde, kişinin hemen bir doktor kontrolüne gitmesi ve gerekli tetkiklerin yapılarak bunun sebebi belirlenmelidir.